ÖZGÜRLÜĞÜN
ANAYASASI ( Constitution
of Liberty )
FRIEDRICH AUGUST VON HAYEK / BigBang
Yayınları
Çeviren: Yusuf Ziya Çelikkaya
Temel bir eser: Özgürlük ile özgür olmama durumu ve bunların
her birinden yana olan kurumlar üzerine derinlemesine düşünülmüş bir bildiri.
Bildiri üç kısma ayrılmış. Bu üçlü yapı muhteşem bir başarı, birinci sınıf bir
düşünürün yüksek bir idealin hizmetindeki eseri."
-The Economist-
"F. A. Hayek ahlâk ve antropolojiden, hukuk bilimi ve düşünce tarihine, oradan refah devleti ekonomisine uzanan sosyal felsefenin mükemmel bir açıklamasını sunar. Kısım 1'de özgürlüğün sadece bir değer olmayıp, tüm moral değerlerin koşul ve kaynağının yer aldığı özgür toplumun ahlâkî temellerini tahlil eder. "Özgürlük ve Hukuk" üzerine olan Kısım 2'de Hayek, Batı insanının bireysel özgürlüğü temin için geliştirdiği kurumları inceler. Kısım 3'te de özel teşebbüs ile sosyalist teşebbüs arasındaki ilişkileri tartışır ve refah devletinin yöntemleri ve hedeflerinin, ihtimallerinin ve tehlikelerinin tam bir tasvirini verir. Bu şekilde, özgürlük ilkelerini, önemli iktisâdî ve sosyal konulara uygulayarak test eder."
-The Economist-
"F. A. Hayek ahlâk ve antropolojiden, hukuk bilimi ve düşünce tarihine, oradan refah devleti ekonomisine uzanan sosyal felsefenin mükemmel bir açıklamasını sunar. Kısım 1'de özgürlüğün sadece bir değer olmayıp, tüm moral değerlerin koşul ve kaynağının yer aldığı özgür toplumun ahlâkî temellerini tahlil eder. "Özgürlük ve Hukuk" üzerine olan Kısım 2'de Hayek, Batı insanının bireysel özgürlüğü temin için geliştirdiği kurumları inceler. Kısım 3'te de özel teşebbüs ile sosyalist teşebbüs arasındaki ilişkileri tartışır ve refah devletinin yöntemleri ve hedeflerinin, ihtimallerinin ve tehlikelerinin tam bir tasvirini verir. Bu şekilde, özgürlük ilkelerini, önemli iktisâdî ve sosyal konulara uygulayarak test eder."
YENİ ŞAFAK YAZARINDAN ATİLLA YAYLA dan KİTABA YORUM
Sağlam bir kitap :
'Bir
kitap okudum hayatım değişti' sözünü zaman zaman işitiriz. Bir kitap bir
insanın hayatını gerçekten değiştirebilir mi bilmem. Belki de bu konuda bir
hükme ulaşabilmek için ampirik araştırmalar yapılması lâzım. Bununla beraber,
her okuyan insanın hayatında onu derinlemesine etkileyen, hayata ve dünyaya
bakışının şekillenmesinde büyük rol oynayan kitaplar vardır. Kendi hesabıma bu
tür birkaç kitaptan söz edebilirim. Bu kitapların sonuncusu bu yazının konusu:
Londra Üniversitesi profesörlerinden Mark Pennington tarafından kaleme alınan
ve tarafımdan Türkçeleştirilen Sağlam Politik Ekonomi (Liberte Yayınları,
www.liberte.com.tr).
Politik
ekonomi bir melez disiplin. Başka bir deyişle interdisipliner bir dal. Bundan
dolayı olsa gerek çok zevkli bir çalışma alanı. Sanıyorum ki sosyal düşünce
dünyasındaki en zevkli ve öğretici iki saha siyaset felsefesi ve politik
ekonomi. Politik ekonomi iktisat, sosyoloji, tarih, hukuk, psikoloji, felsefe
gibi dallardan yararlanıyor. İnsanların iktisadî davranışlarından kamu politikalarına
uzanan bir çizgide başarılı ekonomik modellerin, kurumsal çerçevelerin neler
olduğunu araştırıyor.
Mark
Pennington tanınmış bir klasik liberal. Politik ekonomi ve kamu politikası
hocası. Kitabı uzun, meşakkatli bir çabanın ürünü. Bazı yazarlara göre -ki ben
de öyle düşünüyorum- büyük filozof F. A. Hayek'in 'Özgürlüğün Anayasası'
(1960'ta yayımlandı, Türkçesi Yusuf Ziya Çelikkaya, BigBang Yayınları) adlı
klasik eserinden bu yana kaleme alınmış en mühim politik ekonomi kitabı. Kitabı
sabırla okuyan herkesin aynı kanaate ulaşacağını sanıyorum.
Pennington'ın
işaret ettiği üzere, iktisadî olanlar dâhil tüm insan davranışları bir kurumsal
çerçeve içinde cereyan eder. Dolayısıyla, politik iktisatçının yapması gereken,
hangi kurumsal çerçevenin en kötü şartlar altında bile en iyi sonucu vereceğini
araştırmaktır. Bu araştırmayı yaparken hesaba katılması gereken iki faktör
vardır: Bunların ilki bilgi problemidir, ikincisi insanların şahsî çıkar için
hareket etmeleridir veya böyle yapmaları ihtimâlidir.
İnsanların
bilişsel kapasitesi sınırlıdır. Bu değiştirilemez bir insanî durumdur. Bu
yüzden en zeki insanlar bile içinde yaşadıkları toplum hakkında nispî bir
bilgisizlik içindedir. Pennington'ın dediği gibi, 'Bu yüzden, sağlam
müesseseler insanların doğrudan doğruya farkında olmadıkları şartlara adapte
olmalarına izin vermeli ve 'sınırlı rasyonalite' şartları içinde onları
hatalardan ders almaya ve zamanla kararlarının kalitesini geliştirmeye muktedir
kılmalıdır.'
İnsanlar
genellikle kişisel çıkarlarına göre hareket ederler. Bu tespiti biraz
yumuşatarak söylersek, insanların kişisel çıkarlarına uygun davranma ihtimâli
hayli kuvvetlidir. Bu şu demektir: Ekonomik aktörler iktisadî davranışlarında
bir 'ortak iyi'den veya 'kamu yararı'ndan ziyade kendi özgül gayelerini takip
edecek şekilde davranabilirler. Şöyle söyleyeyim: İnsanların öz-çıkarları
doğrultusunda hareket etmesi kural, tersini yapması istisnadır. Herkes kendi
nefsinde test ederek bunun doğru olduğu sonucuna ulaşabilir. O zaman, iyi bir
ekonomik kurumsal çerçeve insanları toplumsal yarar sağlayacak şekilde
davranmaya itebilmelidir. Başka bir deyişle, ekonomik aktörlere öyle
müşevvikler sağlamalıdır ki, aktörler, diğer insanların yararına olacak şekilde
davransın. Eğer uygun bir kurumsal çerçeve yoksa kişisel çıkar arayışındaki
davranışlar toplumsal hayatın çökmesine sebep olabilir. Uygun kurumsal çerçeve
ise kişisel çıkara yönelik eylemleri toplumsal yararın motoruna çevirir.
Bu
iki durum, yani insanın bilişsel sınırlılığı ve insanın kişisel çıkarını önemsemesi
birer değer yargısı değildir, insanî durumun ta kendisidir. Dolayısıyla, her
ekonomik model bunları veri alarak yola çıkmak zorundadır. Böyle yapmazsa
işlerliği olmayan ekonomik politika önerilerine vücut vermesi ve bu
politikaların yoksulluk, adâletsizlik, çatışma ve çöküş üretmesi kaçınılmazdır.
Penninton'a
göre mükemmel olmayan ama zaten hiçbiri mükemmel olmayan mevcut alternatifler
arasında en iyisi olan ekonomik model klasik liberal ekonomik modeldir. Buna
piyasanın alabildiğine geniş olduğu, ekonomide devletin olabildiğince az yer
aldığı model de diyebiliriz. Bu modelin, alternatifi olan tüm devletçi,
müdahaleci ve iri devletçi modellerden çok daha üstün olduğu hem teorik olarak
gösterilebilir hem de ampirik olarak ispatlanmıştır. Bu modelde devlet
minimal
olacak ve insanların yeni denemelere, tecrübelere girişmesinin önü
kapatılmayacaktır.
Şüphesiz,
bu yaklaşımı kabul etmeyen ve çeşitli şekillerde eleştiren birçok akım var.
Çevreciler, feministler, fark politikası taraftarları, sosyal demokratlar,
sosyalistler, piyasa başarısızlığı teorisyenleri, yeni piyasa başarısızlığı
teorisyenleri, Amerikan liberalleri, komüniteryenler, piyasa karşıtı
muhafazakârlar akla ilk gelenler. Pennington kitabında yeni bir teori
geliştirmiyor, iktisat ve siyaset teorisine orijinal bir katkıda bulunmuyor,
ancak, zaten var olan malzemeyi muazzam bir maharetle kullanarak bütün bu
akımların, ekollerin klasik liberal kamu politikalarına yönelik eleştirilerini
etkili şekilde cevaplıyor, daha doğrusu darmadağın ediyor. O kadar ki, klasik
liberal politik ekonominin muarızlarının bu cevapların altından kalkması bana
göre imkânsız. Keşke Pennington'ın eleştirdiği yaklaşımlara mensup yazarlar,
akademisyenler Pennington'a reddiye yazsa da durumu görsek.
Sıcak
olaylara ve yüksek gerilime alışkın ülkemizde biraz soluklanıp nefes almak ve
temel insanî problemlere derinlemesine bakmak için yol ve fırsat arayanlara bu
kitabı hararetle tavsiye ederim.
ÖZGÜRLÜĞÜN ANAYASASI ( Constitution of Liberty )
FRIEDRICH AUGUST VON HAYEK