"Peygamberimizin
"bir nur kaynağı olamayacağını” söyleyebiliyorlar.
"Peygamberle diğer
insanların arasında fark olmadığını” söyleyebiliyorlar.
-Haşa-"Allah’ın,iki
yüzlü bir Roma putu olduğunu” ve "Peygamberimiz’in normal bir ruh yapısına
sahip olmadığını” söyleyebiliyorlar.
İslamın 5 şartından biri
olan haccın, "en mantıksız bir eylem olduğunu” söyleyebiliyorlar.
"Kur’an’ın, bütün
insanların Müslüman olmalarını hedeflemediğini” söyleyenler.
"Allah’ın müşrikleri de
affedebileceğini” söyleyenler.
"Kur’an Yahudi ve
Hıristiyanlara ‘Peygamber’e iman edin demiyor” diyenler.
"Allah’ın âhirette
kâfirlere adaletle davranmayacağını” söyleyenler.
Güneş doğuncaya kadar oruç
tutulurmuş.
Hac görevi en mantıksız bir
eylemmiş.
Peygamberlerle diğer
insanlar arasında fark yokmuş.
Peygamber Necm süresinde
putları övmüş gibi çarpıklıklar…
Ve bunun gibi, kabul
edilmesi mümkün olmayan daha nice tehlikeli sözler…
Okudukça şoktan şoka
gireceğiniz bu kitap, işte bu kimseleri tanıtmak için hazırlandı…Elinizdeki
eserin başındaki "Bu kitap hakkında” başlıklı kısa yazıyı okumadan, lütfen
bu kitabı elinizden bırakmayınız…
Yazarımız, bu kitabında
İslam dinini deforme etmek / değiştirmek isteyenleri deşifre ediyor.
İki cilt ve 848 sahife olan
Dinde Deformistler’in ele aldığı meseleler oldukça mühim.
Bir zamanlar bu memlekette
dinde reformistler vardı, şimdi de deformistler türedi. Bunlar, reformcuların
da tecrübelerine sahip oldukları için daha temkinli ve kurnaz davranıyorlar.
Dinin bozulduğundan falan bahsetmiyorlar. Ama İslam dini 1400 senedir hâlâ
anlaşılamamış gibi, "İslamda şu mesele yanlış anlaşılmıştır doğrusu
şöyledir, şu mesele de yanlış anlaşılmıştır onun doğrusu da böyledir” diyerek,
güya İslamdaki bazı yanlışlıkları düzeltmeye çalışıyorlar.
Allah’ın dini 1400 seneden
beri anlaşılamamış veya yanlış anlaşılmış da doğrularını sanki bunlar
öğretecek(!)…
Bu kitabı okudukça, bu
kimselerin esas hedeflerinin İslamı deforme etmekten, şeklini değiştirmekten
başka bir şey olmadığını dehşetle göreceksiniz. Bu kitapta, son senelerde
Türkiye’de sergilenen bu faaliyete ait iç acıtıcı sayısız misallerle yüzyüze
gelecek, akıl ve hayalinizden geçmeyen kabul edilemez gerçeklerle karşılaşacak
ve şaşıracaksınız.
Bildiğiniz, tanıdığınız ve
hiç ummadığınız kimselerin neler söyleyip neler yazdıklarını okudukça,
hayretten hayrete düşecek, "Sende mi Brütüs!” diyecek ve"Demek bu
memlekette bunlar da oluyormuş” demekten kendinizi alamayacaksınız.
Annesine sımsıkı sarılmış
kucaktaki bir çocuğun, korktukça annesine tekrar tekrar ve daha sıkı sarıldığı
gibi, siz de bu kitabı okudukça, ehl-i sünnet itikadına sarıldıkça sarılacak,
bu inançta olduğunuza şükredecek ve "Allah’a şükür ben öyle değilim,
ehl-i sünnetim” demekten kendinizi alamayacaksınız.
İslamı, tabii ki din
hocalarından öğreneceğimizi düşünürüz. Ama günümüzdeki bazı hocalar; Kur’an,
hadis ve diğer dinî kitaplarda anlatılan gerçek İslamı öyle çarpıtarak
anlatıyorlar ki, insana adeta, "Bunların anlattığı İslam benim inandığım
İslam mı?” dedirtiyor.
Deformistler, İslam
sahrasında fırtına değil, kasırga ve tayfunlar estiriyorlar. Farkında olunmadan
ve ikaz edilmeden veya bir koruyucu olmadan bu kasırga ve tayfunların şiddetine
dayanmak mümkün gözükmüyor.www.kitaptakipcileri.com
Bu kitap, İslam sahasında
kazılıp üzeri maharetle örtülen tuzak dolu çukurları ve İslam sahrasında
estirilen tayfun ve kasırgaları göstermek ve genç-yaşlı bütün Müslümanları
uyarmak maksat ve gayesiyle hazırlandı. Tenkitler, hayâlî değil zaman, mekân ve
isim verilerek yapıldı.
Tenkitlerimize muhatap
olanlar şu tip kimselerdir:
Bu ümmeti toptan suçlayarak,
Peygamberimiz’in ümmetinin yanlış inanca sahip olduğunu ve "Ümmet-i
Muhammed’in eski sapık ve putperest topluluklar gibi olduğunu” söyleyenler.
Peygamberimiz’in "bir
nur kaynağı olamayacağını” söyleyenler.
Hâşâ, "Allahın iki
yüzlü bir Roma putu olduğunu” söyleyenler.
"Peygamberimiz’in
normal bir ruh yapısına sahip olmadığını” söyleyen.
İslamın 5 şartından biri
olan haccın, "En mantıksız bir eylem olduğunu”söyleyenler.
"Kur’an’ın, bütün
insanların Müslüman olmalarını hedeflemediğini”söyleyenler.
"Allah’ın müşrikleri de
affedebileceğini” söyleyenler.
"Kur’an Yahudi ve Hıristiyanlara
‘Peygamber’e iman edin demiyor” diyenler.www.kitaptakipcileri.com
"Allah’ın âhirette
kâfirlere adaletle davranmayacağını” söyleyenler. Evlenmekte zorlananlar için
"Mut’a nikâhına izin verildiğini” söyleyenler…
Ve bunun gibi, kabul
edilmesi mümkün olmayan daha nice tehlikeli sözler…
Okudukça şoktan şoka
girebileceğiniz bu kitap, işte bu kimseleri tanıtmak ve ortaya koydukları
yanlışlıklardan Müslümanları sakındırmak için hazırlandı…
Yazarımız, bu kitabında
İslam dinini deforme etmek / değiştirmek isteyenleri deşifre ediyor. İki cilt
ve 850 sahife olan «Dinde Deformistler»in ele aldığı meseleler oldukça mühim.
"Bir zamanlar bu
memlekette dinde reformistler vardı, şimdi de deformistler türedi. Bunlar,
reformcuların da tecrübelerine sahip oldukları için daha temkinli ve kurnaz
davranıyorlar. Dinin bozulduğundan falan bahsetmiyorlar. Ama İslâm dini 1400
senedir hâlâ anlaşılamamış gibi, "İslamda şu mesele yanlış anlaşılmıştır
doğrusu şöyledir, şu mesele de yanlış anlaşılmıştır onun doğrusu da böyledir” diyerek,
gûya İslamdaki bazı yanlışlıkları düzeltmeye çalışıyorlar..
Allah’ın dini 1400 seneden
beri anlaşılamamış veya yanlış anlaşılmış da doğrularını sanki bunlar
öğretecek(!)…
Bu kitabı okudukça, bu
kimselerin esas hedeflerinin İslamı deforme etmekten, şeklini ve muhtevasını
değiştirmekten başka bir arzuda olmadıklarını (aslında bir nevi din düşmanı
olduklarını) dehşetle göreceksiniz. Bu kitapta, son senelerde Türkiye’de
sergilenen bu faaliyete ait iç acıtıcı sayısız misallerle yüzyüze gelecek, akıl
ve hayalinizden geçmeyen kabul edilemez gerçeklerle karşılaşacak ve
şaşıracaksınız.
Bildiğiniz, tanıdığınız ve
hiç ummadığınız kimselerin neler söyleyip neler yazdıklarını okudukça,
hayretten hayrete düşecek, "Sende mi Brütüs!” diyecek ve "Demek bu
memlekette bunlar da oluyormuş” demekten kendinizi alamayacaksınız.
Annesine sımsıkı sarılmış
kucaktaki bir çocuğun, korktukça annesine tekrar tekrar ve daha sıkı sarıldığı
gibi, siz de bu kitabı okudukça, ehl-i sünnet itikadına sarıldıkça sarılacak,
bu inançta olduğunuza şükredecek ve "Allah’a şükür ben öyle değilim,
ehl-i sünnetim” demekten kendinizi alamayacaksınız.
İslamı, tabiî ki din
hocalarından öğreneceğimizi düşünürüz. Ama günümüzdeki bazı hocalar; Kur’ân,
hadis ve diğer dinî kitaplarda anlatılan gerçek İslamı öyle çarpıtarak
anlatıyorlar ki, insana adeta, "Bunların anlattığı İslam benim inandığım
İslam mı?” dedirtiyor.
Deformistler, İslam
sahrasında fırtına değil, kasırga ve tayfunlar estiriyorlar. Farkında olunmadan
ve ikaz edilmeden veya bir koruyucu olmadan bu kasırga ve tayfunların şiddetine
dayanmak mümkün gözükmüyor.
Son günlerde "Dinler
Arası Diyalog” adı altında oldukça karışık yorumlar, zihin bulandırıcı görüşler
türedi. Bu sahada istisnalar saklı kalmakla beraber başı ilahiyatçı adını
verdikleri rejimin rengine uygun teologlar çekiyor.
Hıristiyanlıkta teolog, bir
sınıfa mahsus din adamı din görevlisi demektir.
Müslümanlıkta ise, her mümin
dinin görevlisi ve de dinin adamı.
Teolog çizgiden
yürüyenlerden birisi de Ali Şeraitî’dir.
Kimilerinin yere kondurtmadığı
Şeraiti.
Dinde reform yapmak
isteyenlerin tam da aradıkları bir isim.
Bu şahıs "Muhammed’i
Tanıyalım” adlı kitabında öyle şeyler yumurtluyor ki felsefe olmadan bu
yumurtalardan akıllılık üretmek çok zor.Diyor ki bu zat, "Allah gerçek bir
Janus’tur.”Janus, iki yüzlü bir Roma putu.Felsefenin mantık tarlasına saptın mı
doğru cehenneme gidersin.Aynı şekilde halifelere aşağılayıcı cümleler kullanan
bu adamı geçelim…
Gelelim yerlilerine.
Hayrettin Karaman’ın
"Polemik Değil Diyalog” adlı kitabında "Bütün insanların Müslüman
olmaları dinin, Kur’an’ın hedefi değildir” sözünü ne tarafa çekersen gider.
Öyle ya, Kur’an insanların
Müslüman olmalarını hedeflememişse neyi hedeflemiştir?Hedef dediğimiz sonuç
değil mi?Müminler için cennet, kafirler için cehennem…Hedefe yönelmiş Kur’an
yoksa meydanlar papaya mı kalsın?
Aynı minvalde,
"Peygamberimiz, ‘Yahudiler mutlaka Müslüman’ olsun demiyor. ‘Hıristiyanlar
mutlaka Müslüman olsun’ demiyor.” cümlesi de şaşırtıcı.
Bir başka şaşırtıcı cümle:
"Kadınlarla erkekler
aynı hizada namaz kılabilir.”
Buradan yola çıkarak,
Karaman da dahil bir çokları bugünkü Hıristiyanlarla Yahudilerin, yani
"Allah, Meryem oğlu İsa Mesih’in kendisidir” diyenleri Ehli Kitap
kategorisinde değerlendirerek Müslümanlarla evlenmelerine, kestiklerinin helal
olmasına cevaz veriyorlar. Karaman öyle yazmıştı, "Papazın helal dediğine
bizde helal deriz.”
Rabbimiz buyuruyor,
"Allah’a ortak koşanlar pisliğe batmışlardır” (Tövbe 28).
Pislikle helal bir arada
nasıl barınır sorusu? Allah (cc) "pislik” derken, deformistler
"temiz” diyor.
Çokça yanlışa parmak basmış.
Hani yanlış anladıkları da
olamaz demiyorum, ama asıl konu İslami hükümleri tahribe yeltenen bir çoklarını
bu kitap gerçekten deşifre ediyor…
Dinler Arası Diyalog’dan
tutun da yaşadıkları gibi ayet ve hadisleri yoruma tabi tutan veya kasten
tahrip edenlerin oyun ve hileleri bu kitapta delilleriyle anlatılıyor.
Anlaşılan, yanlışa
oturanlara Allah (cc) hidayet nasip etmediğinden onlar da önce reformist
oluyorlar, sonra da deformist, sonra da kıpkızıl kafir…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder