30 Ağustos 2014 Cumartesi

PENSİLVANYA CAMBAZI Bedduacı Vaizin Takiye Mektupları



Kenan Evren'e:

 İşte şimdi, binbir ümit ve sevinç içinde asırlık bekleyişin ümit ışığı saydığımız, bu son dirilişi, son karakolun varlık ve bekâsına alâmet sayıyor, ümidimizin tükendiği yerde, Hızır gibi imdadımıza yetişen Mehmetçiğe bir kere daha selam duruyoruz...



Çevik Bir'e:

Genelkurmayımız'ın çok değerli İkinci Başkanı, Sayın Komutanım... Yüksek af ve hoşgörünüze sığınıyorum. Değerli Komutanım, kahraman ordumuzun şerefli bir mensubu ve en yüksek rütbede bir komutanı...

 Böyle bir mektupla kıymetli vakitlerinizi işgal etme sû-i edebinde bulunduğum için tekrar özür diler, yeni yılda sıhhat ve afiyet dileklerimle birlikte, en derin saygılarımın kabulünü arz ederim efendim...

Papa II. Jean Paul'e: 

Pek muhterem Papa cenapları... Üç büyük dinin doğum yeri olarak bilinen toprakların dünyayı daha iyi yaşanabilir bir mekân kılma yolundaki kutsal misyonumuzu tam manâsıyla bilen halkından size en içten selamları getirdik. Zat-ı âlinize en derin kalbî teşekkürlerimizi sunarız...


Emin Çölaşan'a:

Değerli gazeteci yazar, kıymetli insan saygıdeğer aydın Emin Çölaşan Beyefendi. Başta hakkımda zaman zaman iletişim kopukluğundan kaynaklandığını sandığım farklı değerlendirmelerine rağmen; değerli ve aydın kişiliği, kıymetli kalemi, araştırmacı karakteri ve dürüstlüğü ön plana çıkaran yanı ile takdire şayan çalışmalarda bulunan ve ülkemizde sevgi, barış ve hürriyet ortamının oluşması için katkılarını sunan zat-ı âlileriniz yüksek kişiliğiniz olmak üzere bütün aile dost ve yakınlarınıza hürmetlerimin ve en iyi dileklerimin kabulünü arz ederim efendim...



Köstebek" kitabında devlet kademelerindeki örgütlenmeleri, devletin nasıl ele geçirildiğini, devlet-paralel devlet çekişmelerini ve açacağı sonuçları kuşkuya yer bırakmadan belgelerle ispatlıyor.

 Şeytan için bir doğru adam, 
Bir milyon görmezden daha büyük bir tasadır.

 
 "Köstebek" kitabında devlet kademelerindeki örgütlenmeleri, devletin nasıl ele geçirildiğini, devlet-paralel devlet çekişmelerini ve açacağı sonuçları kuşkuya yer bırakmadan belgelerle ispatlıyor.


"Yeni binyılın şeyhlerinin, dervişlerinin, müritlerinin amaçlarının da değiştiği gözlemleniyor. Artık amaç, bir şeriat devleti kurmak değil. 

Şeriat, iktidarı, parayı, her türlü gücü ele geçirmenin sadece simgesel, klişeleşmiş adı. Mürtecilik yani gericilik de artık salt dinsel anlamda kullanılmıyor.


Bunlara karşı olmak, onaylamamak artık yetmiyor... Her gerçek kamu görevlisinin mağdur olma pahasına, elini taşın altına koyması; devletimizin, tam bağımsızlığımızın geleceği açısından insiyatif kullanırken canının yanmasını, bedel ödemesini göze alması gerekiyor.'

İlk baskısı katledildikten 3 ay sonra yayınlanan bu kitabı okurken, Hablemitoğlu'nun yıllar önce bugünlere nasıl ışık tuttuğuna hayret edeceksiniz.